Aytül Özkan; “Her geçen yıl, halkla ilişkilerin önemi, gerekliliği çok daha fazla algılanıyor”
Halkla ilişkiler hala tartışılan bir konu. Ne söylemek istersiniz?
AÖ: Belki sizinle bu sohbeti yaptığım için biraz daha kilometre taşları anlatılmalı diye altını çizdim. Siz benden daha direkt yaklaştınız konuya. Satır aralarında evet öyle bir sıkıntı var. Belki bunu son 10 yıldır çok daha fazla özgüvenle dile getirebiliyoruz. Her geçen sene halkla ilişkilerin önemi, gerekliliği çok daha fazla algılanıyor.
Ben 1992’de girdim bu işe. Bugün profesyonel yöneticilik yaptığım Ogilvy Grubu içinde Capitol Ogilvy PR olarak geçiyor. Orayı da takip ettiğim zaman, hem bizden beklenilenler anlamında, hem doğru segmente edilmiş ihtiyaçların, medya, kriz, sosyal sorumluluk , liderlik , pazarlama alanında olsun, bütün bu alanlarda artık bilinçli olarak müşterilerimizin bu konuyu anladığını görüyorum. Bunu hep söylüyoruz, ama artık biliyoruz gibi geliyor. Bu sevindirici. Tabi gönül isterdi ki, hala birtakım sektörler için, ya da bu işe yeni girmeye başlayan şirketler için, alfabenin A’sından başlamayalım, ama olsun orada çok ciddi bir birikim var, deneyim var. Herhalde onların bu yolda yatırım yapmaları eski örneklere oranla çok daha çabuk olacaktır diye düşünüyorum.
Aytül Özkan; “Halkla ilişkiler ciddi bir uzmanlık alanı”
Halkla İlişkiler, neydi, ne oldu? Gelecekte ne bekliyor bizi? Üstelikte uluslar arası bir networkun içindesiniz, ülkeler arası değişimle ilgili çok daha farklı değerlendirebilirsiniz.
AÖ: Ben kendi tecrübelerimden bir aktarım yapmak isterim. Birçok meslektaşım, bu meslek içinde kalmış, birçok dostum, benden çok çok daha, sizin gibi, konuya hâkim. Benim kendi tecrübelerimde 1992 yılında Capitol’le girdiğim halkla ilişkiler yolunda gördüğüm şey biraz pazarlama alanındaki faaliyetlerin çağını genişletmek, ürün odaklı çalışmaları yerel ve ulusal basına taşıyabilmek ve belki o alanda yaratıcılığın tohumlarının yani halkla ilişkilerdeki projelerinde yaratıcı ve sonuç getirici olabileceğinin ilk örneklerini gördüğüm yıllardı. Tekrar ediyorum, bu benim kendi tecrübelerim için ve ben de bu yıllarda öğrendim. Ama Ogilvy bünyesine girdikten sonra son 10 yılda, 2000 yılından bugüne geldiğimiz noktada halkla ilişkiler, her şeyden önce ciddi bir kariyer ve uzmanlık alanı olarak pekişti.
Aytül Özkan; “Halkla İlişkiler, şirketlerin kaçınılmaz bir politikası haline geldi”
Bugün şöyle bir avantajı var halkla ilişkilerin, bazen dezavantajı da olabilir, yönetici, yönetim kurulu ya da CEO, başkan ya da genel müdür en üst düzey yöneticiler seviyesinde raporlama yapan ve ele alınması gereken bir disiplin. Çünkü bir şirketin imajında, iletişim stratejisinde ve o şirketin başarı grafiğinde etkisi olan, katkısı olan herkesle iletişim stratejilerini ayrı ayrı belirlediğiniz, dolayısıyla bütününde o çarkı hayata geçiren bir disiplin. Öyle baktığınız zamanda en üst kademe tarafından sahiplenmek zorunda. En üst kademe, en üst yöneticinin gerçek anlamda vizyonunda ve stratejisinde olması gereken bir disiplin. Uygulamalarını da takip etmek zorundalar. Bence bu çok net artıyor, ihtiyaç olarak görülüyor. Sonuçlarını artık ölçümleyebildiğimiz bir dünyada, halkla ilişkilerin önemi de bir zamanlar olduğu gibi popüler olmaktan, basında yer almaktan, manşet olmaktan ya da belli bir çevre tarafından duyulmanın dışında, sürekliliği gerektiren bir hale geliyor. Yani şirketlerin kaçınılmaz bir politikası haline geliyor.
Diğer bir önemli konu, bugünün dünyasında teknoloji var, bugünün dünyasından hiçbir zaman iletişimde olmadığı kadar ipler tüketicinin, bireylerin elinde. Bugün her birey neredeyse bir kaynak, bir gazeteci, bir yayıncı, iş yapan kişi. Gencecik insanlar ciddi değerleri olan şirketler kuruyorlar. İş dünyasının hiç görmediği, 10-15 yıldır hızla birtakım şeyler değişiyor. Şeffaflık var, halka açılmalar var. Halka açılmalar olmasa bile bugün bloglarda, Twitter’da veya internet sayfalarında, zaman zaman kaos yaratıp kontrolsüz olduğu zaman da, kontrollü olduğu zaman da, çok daha fazla insanları etkileyebilen ve yönlendiren bir iletişim akımı var. Bütün bunların içinde halkla ilişkiler disiplininin gerçekten uzmanlığına çok ihtiyaç var.
Bugün sosyal medyayla, bireylerin yol açtığı bir akıma ayak uydurabilmek, o trendleri izleyebilmek, o iç görüleri doğru yakalayabilmek için en donanımlı disiplin halkla ilişkiler. O yüzden çok heyecanlı bir dönem olduğunu düşünüyorum. Bütün bunları söylerken ben hepsini anlıyorum, yapıyorum diye algılanmasın, gerçekten gerisinde kaldığımı bile düşünüyorum. Bu açıdan bakıldığında, gerçekten çok heyecan verici, çok yaratıcı, çok güncel ve çok aktif olmak zorundayız.