UEFA Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi’nin resmi akıllı telefonu HTC tarafından gerçekleştirilen araştırma, Avrupa’nın dört bir yanındaki stadyumlardaki futbol taraftarlarının sosyal medyada yapılan paylaşımlara ve gerçekleştirilen tartışmalara daha fazla hacim ve çeşitlilik kattığını ve her maç hakkındaki tüm yerel “Tweet”lerin üçte birinden fazlasını (%35) oluşturduğunu ortaya koydu. Türünün ilk örneği olan çalışmada, bu sezon UEFA Şampiyonlar gibi grup aşamasında oynanan ilk maçlardan dördünde toplanan veriler, stadyumda maç izleyen taraftarların, taraftar başına TV başındakilere göre neredeyse on kat daha fazla Tweet gönderdiğini, sahadaki aksiyon hakkındaki konuşmalarına herkesin ‘benim orada olduğumu’ bildiğinden emin olmak için resim ve anları paylaştığını gösterdi.
Twitter’da büyük maçlar hakkında yapılan paylaşımlar artık çok alışıldık bir durum haline geldi öyle ki araştırmada maçı seyrederken ikinci bir ekran kullanan taraftarın oranının %83’e kadar çıktığı ortaya koyuluyor. Akıllı telefonlar ise maçla olan bu etkileşimde kesinlikle merkezi bir rol oynuyor. Ancak maç hakkında yapılan taraftar sohbeti hiçbir yerde maç sorasında, stadyumda olduğu kadar çok değil. Stadyumlardaki taraftar sohbetleri ile dünyanın geri kalanındaki “Tweet”lerin ilk defa karşılaştırıldığı bu araştırmada, stadyumdaki taraftarların maç hakkındaki iletişimlerinde amatör bilirkişiler gibi davranmaktan hoşlandıkları (maç skoru (%24), goller (%23) ve yöneticiler (%14) hakkında yorumlar) kadar stadyumda geçirdikleri akşam hakkında övünmekten de keyif aldıkları (sayısız kendi fotoğrafını çekenin yanı sıra stadyumun kendisi hakkında yaklaşık 3.000 Tweet) ortaya çıktı.
Araştırma aynı zamanda Avrupa’da “Sosyal gürültü” olarak adlandırılan paylaşım seviyelerinde de büyük farklar tespit etti. Örneğin, Chelsea FC fanları en ‘gürültücü’ taraftar topluluğuyken (100 katılımcıya 129 Tweet), AC Milan taraftarları ev sahibi için dramatik bir son olmasına rağmen stadyumda sessiz bir gece geçirmişlerdi. Genel olarak baktığımızda ise aralarındaki toplam sosyal iletişiminin %88’inden fazlasına karşılık gelen bir oran ile İngiltere’deki (Stamford Bridge) ve İspanya’daki (Camp Nou) stadyum kalabalıkları sosyal medyada İtalya’daki (Stadio Giuseppe Meazza) ve Fransa’dakilerden (Stade Vélodrome) çok daha ‘gürültücü’ydü. Araştırma aynı zamanda hem stadyum içinde hem de stadyum dışında en sessiz olan İtalya ile ülkelerin geri kalanındaki stadyum içi iletişim hacimlerinin de bir bütün olarak milletlerin taraftar tabanının sosyal ‘gürültü’ seviyesini yansıttığı sonucuna ulaştı.
Her stadyumun iletişim seviyelerindeki ve paylaşım konularındaki farklar ise kimin sahada olduğu kadar kimin tribünde olduğunu da yansıttı. Camp Nou’da FC Barcelona – AFC Ajax maçı, izlenen diğer kalabalıklardan çok daha farklı bir sosyal sohbete sahip bir grubu cezbetti. Spor dünyasındaki en ünlü markalardan birine ve uluslararası taraftar kitlesine sahip olmanın getirdiği tribünlerdeki daha yüksek turist ve ziyaretçi yüzdesi, sohbeti sahadaki detaylardan çok daha genel bir konuşmaya kaydırdı. Hatta sohbet, skoru tartışmak ile stadyumun kendisi hakkında konuşmak arasında 50/50 bölündü ki 90 dakika sonunda tabelada gözüken 4-0’lık skora rağmen gecenin takipçilerinin kıskandırmak için en fazla şahsi fotoğraflarının çekildiği maç haline geldi.
Kulüp hashtaglerinin kullanımının analizi de her ne kadar marşlar, kulüp kimliğinin ve maç gününün önemli bir parçası olsa da şimdi Twitter’da hashtag kullanmanın bir bakıma, hem stadyum içindeki hem dışındaki taraftar kimliğini buluşturan ‘sosyal marş’ haline geldiğini gösterdi. Bunlar kulüp hashtaglerinin her birinin 1000’in üzerinde kullanıldığı Fransa, İtalya ve İngiltere’de popülerdi.
Son olarak araştırma, kulüplerin de sosyal medyadaki harekete katılmaya çalıştıklarını gösterdi. En ‘gürültücü’ taraftarların olduğu Stamford Bridge’de @chelseafc sadece 38 Tweet atarak sohbetin kendi kendine akmasına izin verirken, Fransa’daki daha sessiz sosyal medya kalabalığı nedeniyle @OMOfficiel hesabı, taraftarların ilgisini korumak için ekstra içerik ve bilgi sunarak sohbeti ilerletmek amacıyla maç gününde 182 Tweet sayısına ulaştı.
HTC Avrupa, Orta Doğu, Afrika Başkanı Philip Blair, araştırma raporunu şöyle yorumladı: “Bu benzersiz araştırmanın bulguları, tribünlerdeki taraftarların çok daha konuşkan olduğunu ortaya koyarak stadyumun kendisinde üretildiğinde sosyal medya iletişimlerinin kazandığı ek boyutları gösteriyor ki bu da cep telefonlarının spor müsabakalarını seyretmenin nasıl ayrılmaz bir parçası haline geldiğinin net bir göstergesi. Messi’nin üçüncü golü gibi olaylar eş zamanlı ‘Tweet’ler ve tezahüratlar ile kutlanıyor. Tek bir çatı altında toplanan ve muhabirliğe soyunan binlerce kişinin gelecekteki spor deneyimlerini nasıl geliştireceğini ve değiştireceğini görmeyi merakla bekliyoruz.”
UEFA Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi’nin Resmi Akıllı Telefonu HTC, rekabeti hiç olmadığı kadar yaygınlaştırıyor. HTC One ve HTC One Mini’deki HTC BlinkFeed™ gibi özellikler ile en son skorları ve haberleri hareket halindeyken takip etmek son derece kolayken UltraPixel kamera ışığın çok az olduğu ortamlarda bile tüm maç detaylarını yakalamaya olanak tanıyor.
Aralık 2012’de, UEFA Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi’nin Resmi Akıllı Telefonu olmak üzere UEFA ile üç senelik bir anlaşma imzalayan HTC için bu anlaşma mobil iletişime olan tutkumuzun dünyanın bu güzel oyuna olan tutkusunu birleştirmek anlamına geliyordu. Bu tarihten itibaren HTC logo ve markasını sahada, televizyon yayın grafiklerinde, resmi internet sitesinde ve daha pek çok mecrada dünya çapında bir milyardan fazla futbol taraftarına gösterilmesi sağlanmıştı. Sadece bu anlaşma ile sınırlı kalmayan HTC stadyum aktiviteleri ve promosyonların yanı sıra dokuz Avrupa ülkesinde resmi yayın organları ile de ortaklıklar kurmaya başladı.
HTC Türkiye’de de bu kapsamda UEFA Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi resmi yayıncısı Doğuş Yayın Grubu ile 1 Ekim tarihinde başlayan bir ortaklık anlaşması yaptı. Bu anlaşma televizyon, dijital ve sosyal medyada kapsamlı bir görünürlük sağlanmasının yanı sıra Türkiye’deki futbol hayranlarının en sevdiği programlardan Veni Vidi Vici’nin de yeniden yayın hayatına dönmesini kapsıyordu. UEFA Şampiyonlar Ligi’nde oynanan önemli maçları, maç hikayelerini, futbolun şehir ve taraftarların hayatına etkilerini ve yarattığı hikayeleri anlatan Veni Vidi Vici, Banu Yelkovan ve Bağış Erten’in sunumu ile yeniden NTVSpor ekranlarında yayına başladı. İlk bölümünde Manchester City – Bayern Münih maç hikayesini anlatan programın sonunda, HTC Video Önizleme özelliği ile otomatik olarak oluşturulan videolar ile programın çekim sürecinde HTC One’ın UltraPiksel kamerasına takılan görüntüleri ve bu sayede çekim ekibinin hikayesini de Türkiye’deki futbol taraftarları ile buluşturdu.
AC Milan – Barcelona maçının hikayesini anlatan Veni Vidi Vici’nin ikinci bölümü ise 05.11.2013 tarihinde FC Copenhagen – Galatasaray maçından hemen önce NTVSpor’da hayranları ile buluşacak.