Dosya Yükleniyor. Lütfen Bekleyiniz...



Facebook
Twitter
Başa Dön
  • Anasayfa >
  • TRT World Forum’un ilk günü sona erdi

TRT World Forum’un ilk günü sona erdi

4 Ekim 2018 , Perşembe 12:57
TRT World Forum’un ilk günü sona erdi

Birçok ülkeden 600’ü aşkın siyasetçi, iş adamı, akademisyen, aktivist ve gazeteciyi yoğun bir gündemle bir araya getiren TRT World Forum’un ilk gün üçüncü ve dördüncü oturumunda “Müesses Nizama Karşı Yükselen Sesler” ve “Şiddetin Dünyasında Kadın Liderliği” konuları masaya yatırıldı.

“Müesses Nizama Karşı Yükselen Sesler” temalı, TRT World Sunucusu Adnan Nawaz moderatörlüğünde gerçekleşen üçüncü oturum; Hamid Karzai (Afganistan Eski Devlet Başkanı), Sergey Karaganov (Vladimir Putin’in Dış Politika Eski Danışmanı), Haiyan Wang (Çin Hindistan Enstitüsü Yönetici Ortağı), David McWilliams (Ekonomist, Yazar ve Gazeteci), Mamphela Ramphele (Dünya Bankası Eski Direktörü), Baghdad Amreyev (Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri) katılımlarıyla gerçekleşti.

Oturumda ilk sözü alan Hamid Karzai, “TRT tarafından gerçekleştirilen son derece önemli bu toplantıya davet edildiğim için teşekkür ediyorum. Burada o kadar önemli konular tartışılıyor ki, umut ederim bu konuşmalar ülkelerin daha iyi durumlara gelmesi açısından yardımcı olacaktır. Bir Afgan için Türkiye’de bulunmak her zaman mutluluk kaynağıdır. Özellikle İstanbul’da olmak, böyle bir konferansa katılmak gerçekten çok hoş. Türkiye ile Afganistan ilişkileri çok eskiye dayanıyor. Değişen dünyaya baktığımızda, bu iki ülke ihtiyacımız olan yeni öncülerdir. Dünyanın kontrol altına alınması gerekiyor. Avrupa şüphesiz dönüşüyor ve kendi istikametini yeniden belirliyor.” dedi.

Dünyanın yön değiştirdiğine vurgu yapan Sergey Karaganov, “Birkaç yıl öncesine kadar büyük bir hayal içerisinde yaşıyorduk. Fakat o hayal içerisinde bir düzen vardı. Daha sonra 10 yıl kadar öncesine dayanan yeni bir aşama başladı dünya tarihinde. Mevcut düzenler yok oluyordu, Avrupa’nın bilindik düzeni yok oluyordu.” dedi.

2000 yılı sonrasında dünyada gerçekleşen yeni yapılanmaya dikkat çeken Mamphela Ramphele, “2000 yılında Dünya Bankası’na girdiğinizde gençler o düzeni protesto ediyorlardı. Artık günümüzde yalnızca protesto yok, yeniden kendisini oluşturan bir sistem var. Şu anki ekonomik düzen sürdürülebilir diyorlar. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine varmak için başka şeyler yapmak lazım.Aynı tüketim düzeyini sürdüremeyiz, aynı ekonomik sistem üzerinden devam edemeyiz. Bu nedenle yeni bir başlangıcın eşiğindeyiz.” dedi.

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan David McWilliams, “Kuzey ülkeleri Güney ülkelerini tanımıyor. Birbirinden çok farklı olan ülkelerin birbirlerini anlamasını ve bir araya gelmesini beklemek mantıklı değil. Bunun yerine insanları ve onların kaygılarını anlamaya çalışmak lazım.” dedi.

TRT World organizasyonunda yer almaktan dolayı mutluluğunu belirten Baghdad Amreyev, “Öncelikle İbrahim Eren’e teşekkür ediyorum. Bugün burada olmak onur verici. Kuzey ve Güney ilişkileri açısından bakıldığında 30 yıl önce 3. Dünya ülkelerinin yükselişinden bahsediyorduk. Şimdi global güney yükseliyor diyoruz. İnanıyorum ki bölgesel organizasyonlar ilişki dengeleme konusunda büyük rol üstlenecek.” dedi.

Global ölçekte finansal dengelerin önümüzdeki yıllarda değişiklik göstereceğine vurgu yapan Haiyan Wang, “Dünyanın globalleşme hızını dikkate aldığımızda, teknoloji akışı, veri akışı ve insan akışı olarak daha çok küresel entegrasyon görüyoruz. Yeni dünya düzen hakkında bazı rakamlar vermek istiyorum. 2000 yılında gelişmekte olan ile gelişen pazarlar arasındaki fark 20’ye 80’di, şimdi 40’a 60. 2020’ye kadar paylaşım 50’ye 50 olacak. Çin 2030’a kadar en büyük ekonomi olacak, Hindistan ise üçüncü en büyük ekonomi olacak.” dedi.

İlk günün son oturumunda ise “Şiddetin Dünyasında Kadın Liderliği” teması ele alındı. TRT World yapımcısı Stavroula Logothettis’in moderatörlüğünü yaptığı oturumda konuşmacılar arasında: Monique Villa (Thomson Reuters Vakfı CEO’su), Diana Buttu (İnsan Hakları Hukukçusu), Sakena Yacoobi (Afgan Eğitim Enstitüsü CEO’su), Anita Alban (Ekvator Eski Çevre Bakanı) yer aldı.

Son oturumu kadınların çok daha fazla değer görmesi gerektiğine vurgu yaparak açan oturum moderatörü Stavroula Logothettis, “Benden bu oturumun yönetilmesi istendiğinde hiç düşünmedim ve kabul ettim. Hepimiz biliyoruz ki kadınlar nüfusun yüzde 50’sini temsil ediyor. Ancak parlamentolardaki koltukların dörtte birinden daha azı kadınlara ait. Birleşmiş Milletler’e göre kadınlar sadece iki ülkede parlamentonun yüzde 50’sinden fazlasını temsil ediyor. Ruanda parlamentosunda kadınların temsil oranı yüzde 61, Bolivya’da ise yüzde 53. İş dünyası rakamları da iyi değil. Dünyanın en tanınan tüketici markaları arasında yer alan 9 şirketin yönetim pozisyonunda hiç kadın yok. Şiddet ya da başka konu olunca rakamlar inanılmaz. 3 kadından 1’i ev içi şiddet yaşamıştır ya da yaşayacaktır. Bunlar sadece konuşacağımız konuların fragmanı.” dedi.

Kadınların her alanda var olacağına inandığını belirten Anita Alban,” Baktığımızda tüm konuşmacılar arasında kadın olarak kaç kişiyiz? Kadınlar ile ilgili tüm sorunların çözümünden bahsetsek bile genelde konuşmacılar hep erkek oluyor. Kadınlar her yerde olmadı, politikada, orduda her yerde… Çünkü kadınlar çok göründüğünde her şey normalleşecek ve bizler bu konuyu konuşmaktan vazgeçeceğiz. Kadınlar birbirilerini desteklemekten vazgeçmemeli.” dedi.

Eğitim eksikliğine değinen Sakena Yacoobi, “Eğitim eksikliği burada ön plana çıkıyor. Kadınların eğitim almasının önündeki engeller kaldırılmalı. Ayrıca kadınlar ile ilgili saçma batıl düşünceler mevcut. Kadınlar bir arada olmalı ve sonuna kadar birbirlerini desteklemeli.”

Gelişen ve değişen dünyada kadının yerine değinen Monique Villa, “Sözlerime şu an burada bulunan erkeklere teşekkür ederek başlamak istiyorum. Gücü erkekler elinde bulunduruyor ve değişim istiyorsak, güçlü pozisyonda bulunan erkeklerin eğitilmesi ve kadın ile ilgili konularda daha iyi bir kavrama yeteneğine sahip olmaları gerekiyor. Dünya Bankası verilerine göre, küresel olarak kadınların maaşlarının yüzde 90’ını ailelerine harcadığını gösteriyor. Veriyi görünce; dünyadaki fakirliği bitirmek istiyorsak kadınlara iş hayatında daha fazla yer vermemiz gerektiği açıkça ortaya çıkıyor. Dünya nüfusunun yüzde 75’i 2050 yılına kadar büyük şehirlerde olacak. Ulaşım ve kadın güvenliğini düşünürseniz bu büyük bir potansiyel.” dedi.



Yorum Yazın