Hikaye ve masal... Sanki bu iki sözcüğün sadece ve sadece küçüklerin dünyasında yeri varmış gibi geliyor insana ilk bakışta. Size de öyle gelmiyor mu? Bu iki sözcüğü duyduğunuz zaman hafiften küçümser bir tebessüm ettiğinizi de görür gibiyim. Hiç koskoca adamlara hikaye anlatmak yakışır mı?
Hem hikaye, hem masal diyorum. Çünkü İngilizcede bu iki sözcük "story" eş değeriyle anılıyor. Masal biraz daha yalan da sanki hikaye biraz daha hakikat gibi geliyor. İngilizce'de "story telling" olarak yerleşmiş olan bu söz yapısını, Türkçe'de "hikaye anlatma" olarak kullanıyoruz. Uykuya dalmak için küçüklere anlatılan cinsden değil bu hikayeler.
İletişimde, ikna becerisinde, hikaye anlatmanın çok özel ve ayrı bir yeri var. Ben size bir liderin seslendiği kitleyi ikna etmek için nasıl ve ne tür hikaye anlatabileceğini paylaşacağım bu ay. Ondan sonra siz de hikaye anlatarak iletişim kurarsınız; ya da başka bir yöntem kullanırsınız, onu bilmem artık.
HİKAYENİN MİLLİYETİ Mİ OLUR?
Markalar kendi hikayelerini reklamlarıyla anlatırken kitleleri harekete geçiren liderler de kendi yaşamlarından kesitleri, özel hikayelerini evrensel boyuta getirerek halkın, dinleyenlerin bu hikayelerde kendilerinden örnekler bulmalarını sağlarlar ve böylece kitleleri kendi hikayeleriyle cezbederler.
Hikayelerin ne ırkı, ne milliyeti, ne dili, ne de dini vardır. Hepsinde ortak olan özellikler bulmak mümkün. Aşk, sevgi, intikam, tutku, kahramanlık, mücadele, iyilik ve kötülük bu hikayelerin malzemeleri ve çıkarılacak dersler olarak gelir önümüzde dururlar.
İşte Obama, Clinton gibi Amerikan liderlerinin başarı öyküleri... Yoksullukları, eksik ebeveynlerle yetiştirilmelerine rağmen mücadeleci yapıları ve Amerika'ya başkan olmaları... Atatürk gibi bir liderin yoktan bir ülke var etmesi, Mandela'nın Güney Afrika gibi bir ülkede ırkçılığı sonlandırıp siyahi bir lider olması... Daha birçok lider hikayeleri geniş kitleleri harekete geçirecek, ikna edecek hikayelerin başında gelir.
MATEMATİĞİN NERESİ SEVİMLİ Kİ?
İletişimin önemli bir boyutu olan empati ise işte tam burada, bu hikayelerin altında gizli. Kitle, kendisine rol model olacak liderin hikayesinde kendine bir yer, bir rol bulur, empati yapar ve o lidere daha da yakınlaşır. Bu hikayeler, dinleyenlerin kalbine dokunur. Ortak bulunan yönler, kişiyi daha rahat ikna etmeye yardımcı olur.
Mantık öğretileri ya da istatistiki bilgiler, en mürekkep yalamış insana bile sevimsiz gelir. İknanın uzun ince yolunda kişiler rakamlara, denklemlere değil manevi değerlere inanmaya daha yatkın. İnaçlara dokunan hikayeler, toplama ve çarpmadan çok daha dokunaklı ve etkileyici. Bu hikayelerin ışığında kahramanla eşitlenmek, aynı düzeye ermek ister kişi.
Duygusal zekanın ortaya döktüğü hikayeleri, matematiksel zekanınkilerden çok daha etkili olduğunu görüyoruz artık.
O nedenle iyi lider, iyi hikaye anlatan liderdir. Bunu unutmamak lazım. Özgüven buradan gelir liderlere.
Önümüzdeki günlerde Türkiye genel seçimlere gidiyor. Bu seçimlerde liderler kitlelerini, seçmenlerini ikna için didinip duracaklar. Kazanan manevi, duygusal yanımızı okşayacak, ortak noktalar bulacağımız hikayeler anlatan liderler olacak.
Siz siz olun, ikna etmek istediğinizde hikayelerinize güvenin, matematik, fizik formüllerine değil.
Bir sonraki aya kadar iletişimsiz kalmayın.
Dr. Zehra Güngör Twitter hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın