İç İletişim tanımını kapsayıcı biçimde yapmak zor. Kısa bir tanım yapacak olursak; “bir şirketin çalışanlarıyla ve çalışanların da şirketle etkileşim kurma yolu” diyebiliriz.
Bir İç İletişim sürecinde ya da etkinliğinde tek bir kişinin sorumluluğundan bahsedemeyiz. Bu herkesin rolüdür, iç iletişimcinin rolü ise; sürece koçluk yapmak, etkileşim için yardımcı olmak ve iletişimi kolaylaştırmaktır. Bu yüzden de yukarıdaki kısa tanımı aşağıdaki açıklamayla birleştirmek gerekir:
İç İletişim’in amacı çalışanlara ne yapacağını söylemek değil; paylaşılacak ortak bir anlayış ve anlam yaratmaktır. Ortak bir anlayış ve anlam olduğu takdirde, çalışanlar şirketin amaçları doğrultusunda birlikte çalışabilirler. İç İletişimci olarak yaptığınız her şey, şirketinizin amaçları, hedefleri, vizyon ve misyonu ile tutarlı olmalı. İç İletişim stratejinizi de bu doğrultuda yönlendirilmelisiniz.
Benim en iyi anlama yöntemim değilinden bakmaktır meseleye. Gelin iç iletişimin zorlu alanlarına ne olmadığı üzerinden bakalım. İşte malum iç iletişim mitlerimiz...
“İç iletişim, bir organizasyon içinde bir ekibe ‘ait’tir.”
Eğer öyleyse hiç yapmayın. İç iletişim, bir departmana bırakılmak için fazla değerli. Bir organizasyonda iç iletişim hakkında herkesin sorumluluğu olmalı.
Mesela Intranet yani şirket içi portal, İç İletişim ekibine, Bilgi Teknolojileri’ne veya İnsan Kaynakları’na ait değildir. Her zaman organizasyona ait olacaktır. İçerik ve kullanım stratejisine sahip olabilirsiniz, ancak kimsenin değildir. İç iletişim’de şirket stratejisine ilişkin korelasyon aramak gerek. İletişimci olarak yaptığınız her şeyin şirketinizin hedefleriyle uyumlu olması lazım. İç İletişim’in değerini böyle ortaya koyabilirsiniz. Şirketin amacına odaklanarak çalışmak, birincil amaçtan uzaklaşmamanızı sağlayacaktır.
İç iletişimde sosyal medyanın rolü yoktur.
Sosyal medya iç iletişim konusunda mükemmel bir rol oynayabilir. Şirketler, iletişimlerini dönüştürmek için sosyal medya kullanıyorlar. Bir platform, etkileşime izin veriyorsa sosyaldir ve iç iletişim için ihtiyaç duyduğunuz zihniyet budur. Mesela WhatsApp gibi mesajlaşma uygulamaları iç iletişim için giderek daha fazla kullanılıyor. Bu durumda şirketinizdeki mevcut sosyal medya politikasını mesajlaşma uygulamaları da dahil olmak üzere iç iletişim için neden genişletmeyesiniz. Esneyin! Çünkü bunu kontrol edemezsiniz ve engelleyemezsiniz. Onun yerine, iletişim kanalı boşluklarınızın nerede olduğunu ve neden çalışanların kendi yöntem ve kanallarıyla doldurduklarını belirleyin. Bu düşündüğünüz kadar kötü değil, konuşmaya katılın, ilerleyin, kilitlenmeyin, iletişim kanallarını her anlamda açın.
İç iletişim, çalışana ne yapacağını anlatmak içindir!
Hayır! İç İletişim, paylaşılan bir anlayış ve anlam yaratmakla ilgilidir. Unutmayın iletişim çift yönlü olduğunda kuvvetlenir. Bununla birlikte, birçok organizasyonda iletişim çalışanlara ne yapılacağı (diğer bir deyişle tek yönlü iletişim diyebiliriz) anlatarak uygulanır. Çalışanlar daha fazlasını hak ediyor. İç iletişim yöntemleri artık tamamen değişti. Dolayısıyla, hakim olmamız gereken rol gereği yöneteceğiniz topluluk işbirliği istiyor.
İç iletişimi ölçemezsiniz
Yapabilirsiniz. Yalnızca ölçmenizi sağlamanın çeşitli modelleri ve çerçeveleri var. Unutmayın verilerle gittiğiniz her toplantıdan, saygı ile ayrılan siz olacaksınız.
Çalışanların ürettiği içerik İç İletişim profesyonellerinin mesleklerini tehdit ediyor
İç İletişimcinin rolü, örgütlerin iletişim kurmasını sağlamak ve güçlendirmek. Öyleyse egonu boşalt ve iletişimi kolaylaştır. “Herkes iletişim yapabileceğini düşünüyor” dediğini duydum. Bunun yerine kurumunda çalışanlarla farklı şekilde iletişim kurmak için koçluk yapmanın yolunu kolla! Ses tonu, kanal seçimi ve uygun dili kullanma gibi alanlarda onlara yol göster. Unutma bu onların rolünü almasına sebep olmaz, senin rolünü geliştirir.
Gülsünay Uysal web sitesi için tıklayın
Gülsünay Uysal LinkedIn hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın
Gülsünay Uysal Twitter hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın
Gülsünay Uysal Instagram hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın
