Yaşamımızdaki pek çok durum, dış şartların aksine, içimizdeki enerjiden kaynaklanıyor. Biz hayata ne veriyorsak, karşımıza o çıkıyor. Bu kadar basit aslında!
Kadın-erkek ilişkilerinde, bir şekilde mutlaka çocukluğumuzda yaşadığımız- hatırladığımız veya zihnimizin bir köşesine saklayıp unuttuğumuz- anılar yetişkinliğimizde etkili oluyor. Ve günümüzün hızla gelişen teknoloji çağında ‘zaman’ kavramı tamamen değişiyor. Beklentiler artıyor, sabırsızlıklar ve anlayışsızlıklar baş gösteriyor.
Şu an işlediğim konu belki sadece “kadın-erkek” ilişkisi olarak görünüyor ama bu temel ayırım hayatımızın her yönünü etkiliyor; sadece özel hayat değil, iş ve sosyal yaşamımız buna göre şekilleniyor. Çünkü doğru yerde doğru enerjiyi kullanmak gerekiyor.
Genel olarak şunu hatırlatabilirim ki; bunca kalabalığa rağmen hala “adam gibi adam” veya “kadın gibi kadın” kalmadı, söylemlerinin etratfa kol gezmesi beni rahatsız ediyor. Adam da var, kadın da. Sağlıklı ilişkiler için özümüzdeki erkek ve kadını ortaya çıkarmak bizim elimizde. Ve tabii ki hayata ve olasılıklara pozitif bakmakta!
İlişki koçu Seda Diker’in ilişkiler ve cinsellik üzerine yazdığı son kitabı “Haz” da dişi ve erkek enerjilerin anlatıldığı bir bölüm var; bence kadın, erkek herkes okumalı. Kadın ve erkek olarak farklı yapılarda olduğumuzu kabul edip karşı cinsi anlayarak söz ve davranışlar geliştirirsek müthiş ilişkiler yaratabiliriz.
Hepimizin içinde, kadın veya erkek cinsiyeti ayırmaksızın, ‘eril’ ve ‘dişi’ enerjiler var. Oranları farklı. Yanlış zaman ve ortamda yanlış enerji ortaya çıkınca sorunlar başlıyor. Mesela, iş hayatında ‘eril’ enerji gerekliyken özel hayatta kadının ‘dişi’ enerjiye sahip olması gerekiyor. Aynı şekilde; sorumluluk almayan, karşısındakine güven vermeyen erkek de ‘eril’ enerjiden uzakta ‘dişi’ enerji yayıyor aslında.
Biri bizi kırdığında onu asla suçlamadan o an kendimizin ‘yanlış enerji’ verip vermediğini tartmak lazım.
Bu nedenle hepimize çok fayda sağlayacağına inandığım, belirli tartışmaları azaltacak kitaptan özet bir bilgiyi burada paylaşmak istiyorum.
Eril ve dişi özelliklerimizin ne demek olduğunu çok iyi bilmemiz lazım.
ERİL olmak, net olmaktır. Kadınsı olan duygular ve o duyguların içinde bir o yana bir bu yana savrulmak yoktur. Eril nettir. Bir hedefi vardır. O hedefi belirler, emin adımlarla, cesaretle oraya gider ve hedefini gerçekleştirir. Arzu ettiği şeyi elde eder. Ne istediğini çok iyi bilir.
DİŞİ ise, duygularının gelgitleri arasında dans eder. Bütün duygular zıt kutupludur. Pil gibi, bir artı bir de eksi kutbu vardır, ve kadın her iki uç arasında dönemsel olarak gider ve gelir. Bu yüzden kafası net değildir. Bir gün bir şey hayal ediyorsa, bir ay sonra başka bir hedefe doğru yönlenebilir.
ERİL görsel olarak uyarılır. Seyretmeyi sever. Baktığı gördüğü güzelliği dillendirerek över. Onun tadını çıkartır. Çıplak bedenden tahrik olabilir.
DİŞİ ruh teşhircidir. Görülmeyi, fark edilmeyi, beğenilmeyi, seyredilmeyi sever. Bu onun ruhunu yatakta da uyarır. Kadını tahrik eden şey, erkeğin çıplak bedenini görmek ya da yakışıklılığı değil, ama o yakışıklı erkek tarafından beğenilmek ve güzel bulunmaktır.
ERİL net olduğu için davranışları tutarlıdır. Sözünde durabilir. Zamana sadıktır. Sözleriyle davranışları birbirini tutar.
DİŞİ ise daha tutarsızdır. Ama onun özelliği, karşısındaki erkekte tutarlılığı aramak ve bulduğunda ona kendini teslim ederek güvenebilmektir.
ERİL savaşçıdır. O, olana kabul vermekten ziyade, durumu mantığıyla tartmak, güvenli ya da uygun bulmadığı alanları değiştirmek üzere mücadele verir. Yani savaşır.
DİŞİ ise olana kabul verir. Bardağın dolu kısmına bakar ve boş olanı yargılamaz. Kabul etmek, kendi arzu ve ihtiyaçlarını hiçe saymak demek değildir.Tam tersine, bunu yumuşacık, sevgi dolu ve alt yazılarla söyler. Sevmediği yanları değil sevdiklerini takdir eder. Sevmediklerini eleştirmeden, “Bunu şu şekilde yapsak daha iyi olabilir” tarzında yaklaşımlarla ifade eder.
ERİL kontrol eder. Duruma hakimiyet kurar. Alanını korur ve kollar. Yani bir şey hedeflerine uygun yoldan çıkmışsa, o durumu yeniden rayına oturtmak için kontrole başlar. Manipülasyon yapabilir. Bunun için savaşabilir. Kadınını da aynı şekilde kontrol etmek ister. Onu dış dünyaya karşı da koruyacaktır.
DİŞİ ise güvenir ve sırt yaslar. Tam bir teslimiyet içindedir. Hayat güzeldir ve her şey nasıl olsa yolunda gidecektir. Kalbi ile erkeğe göre daha sıkı bir bağ içinde olduğundan, kalbinde var olan İlahi Sevgi’ye güvenerek hareket eder. Sırtını, dış dünyada savaşan ve hedefine koşan erkeğine yaslar.
ERİL bedensel aktivite gerektiren dış dünya işlerini yapar. Özellikle toprağı ekmek, hasatı toplamak, ürünleri kadınına sunmak, taşımak onun işidir.
DİŞİ ise önüne hazır gelen malzemeleri alarak mutfağına girer. Pişirir. Doyurur. Sunar. Bundan zevk alır.
ERİL verir. Kadınına servis vermeyi ister. Onun için uğraşmayı emek harcamayı sever. Zaten yatakta da verme, nüfuz etme, girme, boşaltma eylemini yapan odur.
DİŞİ ise alır. Nüfuz edilmeyi, doldurulmayı, peşinde koşulmayı, av olmayı sever. Yatakta da penisi ve erkeği içine alır. Kabul verir.
ERİL kadınına servis vermeyi, onun problemlerini çözmeyi ister. Problem çözmek onun yeteneklerinden biridir. Özellikle de bedensel kuvvet isteyen işleri yapmayı sever. Memnun etmeyi ve kadınında memnuniyetle birlikte mutluluk ve coşku uyandırmayı ister. Yani eril yapar ve dişi takdir eder. Duygu belirtir.
DİŞİ ise duygusunu belli ederek, bunu güzel ve yumuşak tonlarda ifade ederek alır. Ve aldığını takdir eder, vereni ise onurlandırır. Örneğin, bir kadının soğuk havada üşürken yanındaki erkeğe “Ceketini bana ver, üşüdüm” demesi uygun olur mu? Ama “Hayatım, ben üşüyorum” dediğinde erkek o ceketi kendiliğinden çıkartıp verir. Çünkü erkek bedeni soğuktan daha az etkilenir.
ERİL için en önemli haz alanı, özgürlüktür. Yani erkek dünyayı fethetmelidir. Özgür olmalı ve hayatı keşfetmelidir. Ruhunun hediyesini bulmalı, araştırmalı, keşfetmeli, eğer aşık olmuşsa, keşfettiklerini kendi kadınına sunmalıdır.
DİŞİ ise yerleşik hayatı sever. Sevilmek onun en önemli haz alanıdır. İlgi almalı, prenses muamelesi görmeli, doyurulmalıdır.
ERİL bir şeye zihinsel olarak konsantre olabilme yeteneğidir. Düşünme ve muhakeme yeteneği gelişkindir. Her şeye önce mantığıyla yaklaşır, duygularını kolayca kontrol edebilir.
DİŞİ ise duygusal bedenini daha kolay kullanır. Zihni bulanıktır. Duygusunu gösterir. Onun iletişim şekli, flört ederken bile duygusunu göstermektir. Eril ise bu duyguyu alır ve onu memnun etmek için eyleme geçer.
ERİL bir seferde tek bir şeye odaklanır.
DİŞİ aynı anda pek çok şeyi kafasında çevirebilir.
ERİL dış özellikler, bedensel güzellik, para, güç ile daha çok ilgilenir ve tahrik olur. Bunun sebebi, penisinin ve zihninin kalbinden daha ön planda olmasıdır.
DİŞİ ise manevi güzelliklere önem verir. Gücü dışarda arar. Erkekte bulmak ister.
ERİL bireyseldir. Sorununu paylaşmaz. Tek başına çözmek ister. Zaten bulmaca çözmeye, iz sürmeye, av pelinde koşmaya, heyecana ve adrenaline meraklıdır. Eğer sorununu kendisi çözmezse, bu onun içi bir güçsüzlük göstergesidir.
DİŞİ kolektiftir. Sorunlarını anlatmayı, konuşmayı, kendini ifade etmeyi sever. Bir güce sığınmayı, bir omuzda ağlamayı ya da güven ve şefkat hissini yakalamayı arzular.
*
Ece Vahapoğlu Twitter hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın
Ece Vahapoğlu Facebook hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın
Ece Vahapoğlu LinkedIn hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın