İletişim, yaşamın anahtarı.
İletilmek istenen bilginin göndericiden alıcıya aktarıldığı... İletişim, bilgi, duygu ve düşünce alışverişi yapılan bir süreç.
İletişimde her iki taraf da tatmin olmalıdır. Sadece mesajımızı iletmekle kalmayıp, mesajın doğru gittiğinden emin olmak ve karşıdan istediğimiz ölçüde bir tepki almak isteriz.
Mutlu bir yaşam için, iş, özel, sosyal ve toplumsal alanda güzel iletişim kurmaya ihtiyacımız var. Ruhsal, zihinsel ve bedensel ihtiyaçlarımız için de gerekli iletişim. Sözlü veya sözsüz derdimizi anlatmak isteriz.
Peki; bir fikri karşıya geçirirken doğru iletişimi nasıl sağlarız?
Aynı fikri, doğru iletişimle karşıya geçirebilirken yanlış yani egosal iletişimle iletemeyiz. İletişim sadece sözlü veya yazılı değil; enerjiseldir de. Aslında büyük ölçüde de enerjidir, karşıya geçen. O yüzden de, kalpten gelen iletişim karşıya mutlaka geçer.
Bazen ağzımızı açmasak veya cep telefonuyla mesaj atmasak bile, sadece uzaktan hissetmekle birilerine enerjisel mesaj yollayabiliriz. Mutlaka hissedilir. Bu spiritual yaklaşım pek çok bilimsel araştırmayla da kanıtlanmıştır. Albert Einstein’dan tutun da kuantum teorilerine kadar pek çok kez bu konudan bahsedilmiştir.
İnsan kılığına girmiş biz ruhsal varlıklar, aslında bu küçücük ama derin bilgiyi kavrayabilsek asla yalan söyleyemeyiz ve kolaylıkla her istediğimizi evrene ve diğer canlılara iletebiliriz.
Friedrich Nietzche de bu duruma, beden diline vurgu yaparak, şöyle bir yorum yapmıştır; “İnsan ağzıyla yalan söyler, fakat o esnadaki ağız hareketleriyle de doğruyu söyler.”
Pek çok insan gibi eskiden daha egosal yani yüzeyden zihinle konuştuğumu nihayet farketmiş biri olarak artık dengeli, net ve samimi mesajlar verebiliyorum. Sadece düşüncelerimi değil, hislerimi de paylaşıyorum. Zaten karşıya geçen aslında duygular!
Bazı reklam filmleri bizi neden ağlatır? Duygularımıza hükmettikleri için…
Halkla ilişkiler de planlı bir algı yönetimi olsa da samimi, duygulara dokunan ve karşıdakinin de işine yarayan bir mesaj verdiğinde başarılı olan bir olgudur.
Öğrenme, araştırma ve paylaşma merakı hepimizin içinde var olan bir şey. Dünyamız, bilginin duyulması ve yayılmasının çok hızlandığı bir yere doğru gidiyor. Bu kadar bilgi arasında sıyrılmak için arada bir kendi içimize dönmek gerekiyor.
İçe dönmek yetmiyor; kaynak enerjimize bağlanmak gerekiyor. Peki “kaynak enerji” nedir? O elle tutulmaz, gözle görülmez enerjiye çeşitli adlar verebiliriz; Tanrı, İlahi Güç, Yüce Bilinç, Allah, Yaradan…
Mantığımızla veya egosal taktiklerle hiçbir yere varamayız. Mantıksal ve kalıpsal çıkarımlar bizi kısıtlar; iletişimi koparır. İçeriyi değiştirmeden dışarıyı değiştiremeyiz.
Ve hep hatırlayalım; evrensel kaynak enerjisini içimizde taşıyoruz. O kaynağı her an içimizde hissetmek çok büyük güç veriyor. İhtiyacımız olan tek güç! ‘Secret’ kitaplarında anlatılan o derin felsefe.
Aydınlanma çağındayız. Şimdilik belki dünya nüfusunun küçük bir bölümü bu seviyeye geçti ama giderek artacağına eminim. Çünkü mucizeler oluyor. Mucizeler, onları görmeye hazır olanların karşısına çıkıyor.
Ben de öğrendikçe bu faydalı bilgi ve uygulamaları hepinizle paylaşmak istiyorum. Işığı yaymak çok güzel bir duygu. Yardım etmek dünyadaki en tatmin edici mutluluk…
Her bireyin kendisini keşfedip uyanması ve kalpten iletişim kurması dileğiyle…
Ece Vahapoğlu Twitter hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın
Ece Vahapoğlu Facebook hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın
Ece Vahapoğlu LinkedIn hesabına ulaşmak için lütfen tıklayın