1.Öğrenmek istedikleri şeyler varsa sorsunlar.
Bu düşünceyle iletişime her zaman açık olduğunu ifade etmek isterken kişiler, karşısındakilerin de kendileri kadar açık olduğunu varsayabilirler. Bazen neyin sorulacağı da bilinmeyebilir.
2.Eğer ben biliyorsam zaten herkes biliyordur.
Bu varsayım, en tehlikelilerden biri. Bize çok açık gelen bir bilgi başkası için ulaşılmaz hatta anlaşılmaz olabilir.
3.Üst yönetim hiçbir şeyi paylaşmıyor.
Peki çalışanlar merak ettiklerini soruyorlar mı? Aşağıdan yukarıya doğru kanalları kullanıyorlar mı? Kendi yöneticilerini bu konuda yönetiyorlar mı? Her düzeyde yatay iletişim en kolay sağlanabilenlerden biridir, bunun da çok etkin sağlanması gerekir.
4.Şu kişileri haberdar ettik, doğal olarak onlar da çevresindekilere anlatmış olmalılar.
Bu da sadece bir varsayım. Bazen herkes üstüne düşen iletişim sorumluluğunu yerine getirmiyor. Yollar tıkanıyor.
5.Bilinmesi gerekeni söyledim. Onlar da duydular.
Herkesin algılaması birbirinden farklı olabilir. Geçmiş deneyimleri, bir konu hakkında bildikleri, hatta hissettikleri aynı olayı farklı yorumlamalarına neden olabilir. Her dinleyici aynı mesajı aynı şekilde yorumlamamış olabilir. Hele ilk kaynaktan sonra gitgide yorumlar dilden dile değişir.
6.Bir sorun yok ki? Neyi konuşacağız?
İç iletişim, sorunları ya da başarıları paylaşmak değildir sadece. Bir kurumun bütün halinde hareket edebilmesini sağlayabilmek için, iş tekrarlarını engellemek için, birikmiş bilgiden, sinerjiden yararlanabilmek için önemlidir.
7.Bürokratik, hiyerarşik bir şirket değiliz, tüm iletişim yolları açık.
Her bir çalışanın işi, yönetim şeklini algılaması farklıdır. Motivasyon faktörü de. Kişilikleri de. Herkesten aynı girişkenliği, özgüveni beklemek mümkün değildir. Öte yandan yazılı iletişim, yani kaydetmek, yazılı olarak saklamak veya iletmek bürokratik görünür ilk başta. Oysa kurumda herkesin bir olayı olduğu gibi, ilk haliyle, yorumsuz görebilmesinin yollarından biri yazılı olarak iletişimini sağlamaktır.
8.Sayısal sonuçları zaten isteyen görüyor. Daha neyi paylaşacağız?
Herkes sayısal sonuçları yorumlayamayabilir. Ayrıca sonuçların kurum stratejisiyle ilgisinin kurulması, bu sonuçlardan topluca ders almak, topluca bunlarla gururlanmak için formel iletişiminin yapılması gerekir.
9. Dergi mi çıkartsak? Portal mi açsak?
Yapın. Ama bunlar da araçlardan ikisi sadece. Kurum içi iletişim için karmaşık formüller aramaya gerek yok. Hedeflerlerin çalışanların performans değerlendirme sisteminin bir parçası halinde iletilmesi, performans değerlendirme görüşmeleri, raporlar, iç bültenler, çeşitli nedenlerle toplantılar, eğitimler, çalışan el kitapları, oryantasyon programları gibi araçlar zaten hemen sahip olduklarımızdan.