Korkunun ecele çaresi yok. Siz duyurmazsanız, çalışanlarınız başka yerleri dinleyecek, oradan duyduklarını birbirlerine anlatacak ve bunlar üzerine kararlar verecekler.
İç iletişim konusunda yöneticiler hala oldukça acemi. İnsan Kaynakları departmanlarının çok azında bu fonksiyon tanımlı. Diğerlerinde de sadece duyuru yapmak, piknik düzenlemek gibi algılanıyor.
Reklam ve Halkla İlişkiler departmanlarının çoğu hem bu konuda yeterince deneyimli değil, hem de iç iletişimi ikincil iş gibi görebiliyor. Ajanslar deseniz- sözüm meclisten dışarı (!)- genellikle ya bu konuda deneyim ve birikim açısından çok başlangıç düzeyindeler ve ya çoktan bildiğimiz/aştığımız türden konularda öneriler yapıyorlar, ya da “google” önerilerini paketleyip sunuyorlar.
Bildiğim kadarıyla Türkiye’nin ilk iç iletisim ajansı henüz kuruldu. Performansını zaman gösterecek…
Sözün özü, iç iletişim meselesi iyi bilinmiyor. Bu yüzden de ne yazık ki uzak duruluyor, hatta ondan korkuluyor.
Aman, uyuyan devi uyandırmayalım
“Ne gerek var, şimdi ortalığı karıştırmayalım, birşey merak ediyorlarsa sorsunlar, kapımız açık” şeklindeki replikler geçen yüzyıla ait. Bir gelişmeyi, değişikliği çalışanlara da “kontrollü” bir biçimde, yani zamanınında, net ve doğru bir biçimde aktarmayı planlayıp uygulamazsanız, zaten o haber kontrolsüz biçimde yayılıyor.
Boşluğu siz doldurmazsanız, başkaları dolduruyor.
Bugün, depremi, bombayı, maçları TVden veya gazetedendse, anında mobil cihazlarından takip eden, günde yüzlerce kişiyle dijital alanda haberleşen insanların, kurumunuzda masasında oturup sizden haber gelmesini sakince beklerken sadece işiyle ilgileneceğini düşünmek hayalcilik olur.
Yeni ürün, proje, organizasyonel değişiklik, birleşme, küçülme, büyüme… Her neyse kurumunuzu etkileyecek değişim, iş planı ile aynı anda iç iletişim planını da aynı anda yapıp uygulamak lazım. Bu işin sahibi,– ajans desteği ile – insan yönetiminden anlayan Reklam-İletişim Departmanları olabilir, veya iletişim ve pazarlamaya yatkın İnsan Kaynakları’dır. Ama bir sorumlusu atanmazsa, ne yazık ki ihmal edilir. Bu, başkasına emanet edilemeyecek kadar önemli bir İnsan Yonetimi aracıdır…
İç iletişim planı sahiplenilmeli, savunulmalı, titizlikle uygulanmalıdır.
Ve, unutmayalım, hiç haber vermemek, kötü haber vermekten bile fenadır.