“Onlar bu kültürden “sorumlu” değillerdir, bu yeni kültürün KURBANI olmuşlardır.”
Birkaç üniversitede ders veriyorum. E-posta kutumda bir öğrenciden “Yaaa, hocam, cok kastim ben:-( Cok mu zor sorcaksin sinavda. Noluuuuuur sormayin :-P” diyen bir mesajı ilk kez gördüğümde, “nedir bu izansızlık” demiştim, hiç gelmemiş saydım. Çocukların sınıftaki bazı tutum ve davranışlarını da zaman zaman “terbiyesiz”, “aceleci”, “kolaycı”, “fazla cesur”, “ tutarsız” gibi isimlendirdim. Ama, “Y Kuşağı böyle” demeyi ve kabullenmeyi öğrendim, içime sindiremesem de... Y kuşağı, onları anlama ve uyum sağlama konusunda okurken bir cümleden çok ekilendim, belki de bakış açımı kendime rağmen, bu yüzden değiştirebildim: “Onlar bu kültürden “sorumlu” değillerdir, bu yeni kültürün KURBANI olmuşlardır.”
Kendine aşırı güven, hemen öne çıkma isteği, teknolojiye aşırı bağlılık ve bunun karşısında geleneksel iletişim metodlarından sınıfta kalma, acelecilik ve bizim “sadakatsizlik” diyebileceğimiz, ama literatürün “özgürlük” ve “kişisel yaşamına önem verme” dediği tutumlar.
Dillerinin kemiği, hayallerin sınırı yok! Dönemin olaylarının bu kuşağı nasıl etkilediği konusunda birçok araştırma var, önemli bölümü de “reality show”lar üzerine... Araştırmalara göre, elbette bir genelleme, çoğunluğu ünlü insanlardan etkileniyor, onları örnek alıyor... Herşeyi mümkün görüyorlar, herkese istedikleri şeyleri istedikleri biçimde, istedikleri zaman doğrudan söyleyebileceklerini düşünüyorlar. Onlara göre bu sadece “kolay” değil, çok da NORMAL. Neden söylemesinler ki? Ne var bunda? Diğerleri niye bozuluyorlar?
Eleştirmek kolay. Ama Y-kuşağından alınacak dersler de var. Yaşadıkları günün önemini – içine ağırlık veya doğru hedefler henüz koyamasalar da – bizden daha iyi biliyorlar. Teknolojiyi çok iyi kullanıp, sürekli yeni şeyler öğrenmekten zevk alıyorlar. Çevrelerinde parlak, yaratıcı örnekler arıyor, mentorlar istiyorlar. Bu da bir önceki kuşağı daha iyi olmaya zorlayacak bir başka gerçek.
Onlarla çalışmak, onları yönetmek, eğitmek, onlara servis vermek, ürün satmak, onlarla iletişim kurmak başlı başına başka bakış açısı, başka yetenekler istiyor. Önümüzdeki 20-30 yıl içinde buralardaysak, onları anlamaya ve öğrenmeye gayret etmemiz gerekiyor.
Ya seveceğiz, ya sevmeye gayret edeceğiz.