dilekc69@gmail.com
Yeni bir yıl hepimiz için yeni heyecanlar, umutlar ve beklentileri ifade eder. Nasıl geçeceğini bilmesek de gelen her yeni yıl, pozitif başlangıçlar yapmak için de bir fırsattır aynı zamanda. İş ve özel yaşamımızla ilgili hedeflerimizi belirleyip, bu doğrultuda plan yapıp harekete geçerek, istediğimiz pozitif sonuçlara ulaşabiliriz.
Hedeflerimize ulaşmada bize yol gösteren kavramlardan biri de olumlu gelecek tasarımı olarak bilinen Fütürizm’dir. Fütürist bakış açısıyla 2013’te ve sonrasında iletişim sektöründe yaşanacak gelişmeleri önceden bilmek kendimizi buna göre konumlandırmamıza yardımcı olur. Bu doğrultuda yeni bir yıla girdiğimiz şu günlerde iletişim sektöründe geleceğin bizlere neler getireceğine dair kısa bir ufuk turuna çıkmaya ne dersiniz?
Herşeyden önce 2010’lu yıllarda ivme kazanmaya başlayan dijital devrim 2013’te ve önümüzdeki yıllarda daha da hissedilir olacak. İletişimde herşeyi yer ve zamandan bağımsız olarak yapacağız. İnternet, iletişimle tamamen entegre olacak. Medya ise tüm bu kavramlarla iç içe geçecek. Sıkı bir sosyal medya kullanıcısı-üreticisi-tüketicisi olmayan iletişimciler ‘out’’ olacak. Sosyal medya 2013’te ve sonrasında hiç olmadığı kadar önemli olacak. Şimdiye kadar çoluk-çocuk işi, vakit geçirme ortamı olarak bakılan sosyal medyanın gücünü ve etkisini iletişimciler daha da keşfedecek. Tüm iletişimciler bu alana konsantre olacak. Reklam, medya sektörü alt üst olup, kabuk değiştirecek.
Bu güne kadar ‘’internet başında vakit öldürüyor” diye bakılan, sosyal medya piri genç iletişimciler ise birden gözde olacak. İletişim firmaları ve iletişim departmanları bu gençleri kendi bünyesine katmak için yarışacak.
İletişimde uzmanlaşma artacak. Artık iletişim departmanlarında ve iletişim firmalarında sadece tek bir konuya odaklanıp bunu derinlemesine bilen iletişimciler artacak. Uzmanlaşmak için de önce hedef koymak sonra bu hedefe göre 'sınırları belirlemek ve konuya tam anlamıyla odaklanmak’ daha da önemli olacak. İletişimde neyi yapmayacağını bilmek ve uzmanlaşmak istediğin konuda da işe kendini adamak önemli hale gelecek.
Önümüzdeki yıllarda diğer sektörlerde olduğu gibi iletişim sektöründe de uzaktan eğitim gelişecek. İletişim uzmanlarının çok daha fazla kişiye ulaşabilmesi interaktif sistemlerle mümkün olacak. Hatta bir kaç yıla kadar iletişim öğrencileri okula gitmeden evlerinden de derslere katılabilecekler.
İletişim sektöründe internet üzerinden ve evden, sözleşmeli, proje bazlı, dönemsel, saatlik vb. çalışanlar çok hızlı artacak. Birçok iletişim çalışanı işe gitmeden evinden hizmet vermeye başlayacak. İletişim firmalarında ortak ofis kullanımı ve proje paydaşlıkları gelişecek.
İletişimde hızla iş çeşitliliği, bireysel girişimcilik artacak ve yepyeni işler gelişecek. İletişim firmaları sadece Türkiye’den değil dünyanın herhangi bir ülkesindeki bir iletişimci ile de çalışmaya başlayacak. Diğer mesleklerde olacağı gibi gelecekte iletişimcilerin de kendilerine ait bireysel vergi numaraları olacak. Uzman oldukları alanda sadece bir şirket için değil birden fazla farklı firma için danışmanlık verecekler. İletişim sektöründe, yaratıcı, tasarımcı zaman sınırı olmadan 7/24 çalışan, küresel çalışanlar ise çığ gibi çoğalacak.
Herkes birbirinden internet ya da doğrudan pazarlama ile bir hizmet, ürün satıp, bir hizmet, ürün alacak. Ürününü iyi pazarlayan, tanıtan kazanacak. Bu nedenle iletişimcilerin fark yaratan yaratıcı çalışmalara imza atması hiç olmadığı kadar önemli olacak. Tüm bunları yaparken de duygulara hitap edenler ön plana çıkacak. Kalplere seslenebilen iletişimciler, tüketicilerin gönlüne ve alım kararına etki edecek.
Kurumsal itibar konusu ise gittikçe daha önem kazanacak. İtibarı olmayan firma ağzı ile kuş tutsa bile tutunamayacak, kamuoyu tarafından kabul edilmeyecek.
Çalışan markası yaratma ve iç iletişim daha da önemli hale gelecek. Çalışanların kuruma bağlılığını artırmak ve motivasyonunu sağlamak, iletişimin ana uzmanlık konuları arasında en önemlilerinden biri olacak. İletişim firmalarında ve kurumsal iletişim departmanlarında sadece iç iletişime odaklanan uzmanlar olacak. Bu iç iletişim uzmanları sadece çalışanlara değil, onların ailelerine de ulaşmayı hedefleyecekler.
Sosyal sorumlulukta da firmalar için çalışanlar birinci planda olacak. Firmalar önce kendi çalışanlarının çalışma koşullarını, şartlarını iyileştirecekler, etik üretim yapacaklar sonra topluma yönelik projelere imza atacaklar. İletişimciler de tüm bu çalışmaları küresel ağda duyurabilecekleri Global Compact gibi networkler içine girmek üzere çalıştıkları firmaları yönlendirerek bu çalışmaları sadece kendi ülkelerinde değil global arenada da duyuracaklar.
Sosyal sorumluluk projelerinde ise kalıcı ve sürdürülebilir çalışmalar yapmak daha önemli olacak. Özellikle çevre konusunda gündem oluşturarak iletişim planları yapmak iletişimcilerin öncelikleri arasında yer alacak.
Kısacası gelecek; tüm hedef kitleleri ve paydaşları ile etkileşim içinde olan, teknolojiye hakim , dijital medyayı iyi kullanan, özellikle iletişimde bir konuyu tüm yönleriyle bilip uzmanlaşan, kalplere hitap ederek yaratıcı çözümler sunan, projeler yapan iletişimcilerin olacak. Öyleyse 2013’e girdiğimiz şu günlerde iletişim sektörüne dönük bu gelecek senaryosu içinde yerinizi almak üzere harekete geçmeye ne dersiniz?