dilekc69@gmail.com
Yıl 2005. İlk olarak Koç Holding Kurumsal İletişim ve Dış İlişkiler Direktörü Sevgili Oya Ünlü Kızıl vasıtası ile tanıştım Küresel İlkeler Sözleşmesi’yle (Global Compact). Oya Hanım bir vesile ile Yeşim Tekstil’e ziyarete geldiğinde kendisi ile sürdürülebilirlik konusunda yaptığımız sohbet sırasında “Dilek Hanım, Yeşim Tekstil olarak sosyal uygunluk ve sosyal sorumluluk konusunda bu kadar güzel çalışmalarınız var, neden firma olarak Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne imza atmıyorsunuz?” demişti. Ardından da bu konuda Koç Holding’in yaptığı çalışmaları anlatmış ve yakında holding olarak Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne imza atacaklarını söylemişti. Nitekim görüşmemizin ardından çok da zaman geçmeden 2006 yılında Koç Holding adına merhum Mustafa Koç imzalamıştı sözleşmeyi.
Ben de Oya Hanım’ın ziyareti sonrasında hiç vakit kaybetmeden bu konu ile ilgili kapsamlı bir araştırma yaptım. Daha sonrasında da başta CEO’muz olmak üzere tüm yönetim kadrosunu bu konuda bilgilendirip, bu sözleşmeye imza atmanın firmamıza ve topluma sağlayacağı faydaları anlattım. Yaklaşık üç aylık bir ön araştırma ve üst yönetimi bilgilendirme aşamasından sonra firma olarak bu sözleşmeye imza atma kararı aldık. Dünyanın en büyük ve kapsayıcı sürdürülebilirlik girişimi olan bu sözleşmeyi biz de Koç Holding’le aynı yıl, 2006 yılında imzaladık. 2007 yılında, BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın İstanbul ziyareti sırasında KALDER’in organizasyonuyla düzenlenen Liderler Gala Yemeği’nin ardından çekilen Global Compact Türkiye aile fotoğrafında o yıl sözleşmeyi imzalamış holdingler, şirketler ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte biz de aile fotoğrafındaki yerimizi aldık. Bu organizasyonla birlikte Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni imzalama konusunda Türkiye’de bir farkındalık yaratıldı ve sürdürülebilirlik konusuna önem veren şirketler birer birer imza atmaya başladı bu sözleşmeye.
Birleşmiş Milletler bünyesinde oluşturulan ve sürekli rekabet içindeki iş dünyasında ortak bir kalkınma kültürü oluşturmak üzere evrensel ilkeler öneren yenilikçi bir kurumsal sorumluluk yaklaşımı olan Küresel İlkeler Sözleşmesi, tamamen gönüllülük esasına dayanıyor. Bu kapsamda, insan hakları, çalışma koşulları, çevre koruma ve yolsuzlukla mücadele başlıklarında 10 temel prensip yer alıyor. Günümüzde dünyanın en geniş gönüllü platformunu oluşturan binlerce şirket, sendika ve sivil toplum örgütü, bu evrensel ilkeleri iş stratejilerinin, operasyonlarının ve kültürlerinin bir parçası haline getireceklerini ilan ederek Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne katılmaya devam ediyor.
Tüm imzacılarının stratejilerini ve operasyonlarını evrensel insan hakları, çalışma standartları, çevre ve toplumsal hedefler için harekete geçirmeyi hedefleyen bu sözleşmeyi 2016 itibari ile tüm dünyada 8500’ü özel şirketlerden oluşmak üzere yaklaşık 13.500 kurum imzaladı. Türkiye’deki aktif imzacı sayısı ise 310. Bu imzacıların da %47’sini özel şirketler, %53’ünü ise özel firma dışı kuruluşlar oluşturuyor. Global Compact Türkiye yıllar içinde yaptığı çalışmalarla Avrupa’nın en büyük 5., dünyanın en büyük 11. ulusal ağı ölçeğine ulaştı. Sektörel yayılım ve doğal paydaşlarla çarpan etkili işbirlikleri stratejileri sonucunda Global Compact Türkiye bölgesel ve küresel olarak yaptığı çalışmalarla, liderlik sergileyen yenilikçi ulusal ağlardan biri olarak da kabul ediliyor.
Gönülden inandığım ve benimsediğim Küresel İlkeler Sözleşmesini, daha ileriye taşımak ve yaygınlaştırmak üzere Yeşim Tekstil adına Yılmaz Argüden başkanlığında 2014-2016 döneminde Global Compact Türkiye yönetim kurulunda yer aldım. Geçtiğimiz günlerde yapılan genel kurulda da 2016-2019 döneminde tekrar aynı görevi sürdürmek üzere Yeşim Tekstil adına yönetime seçildim. Yeni yönetim kurulumuz Unilever Dondurma ve İçecek Kategorileri NAMETRUB Başkan Yardımcısı Mustafa Seçkin başkanlığında oluşturuldu. Yönetim kurulunda Yeşim Tekstil’in dışında Koç Holding, Nestlé Türkiye, Unilever Türkiye, Garanti Bankası, Boyner Grup, Borsa İstanbul, Borusan Holding, Coca-Cola İçecek, TİSK, TÜSİAD, TEGV ve Eczacıbaşı Holding gibi Türkiye ekonomisine yön verip sürdürülebilirliği bir kurum kültürü haline getirmiş şirketler ve sivil toplum örgütleri bulunuyor.
Yönetim kurulu olarak hedefimiz sürdürülebilirlik bilincini yaygınlaştırarak Türkiye’de sözleşmeye imza atan kuruluş sayısını önümüzdeki dönemde daha da arttırmak. Bu nedenle iş dünyasını, sivil toplum örgütlerini ve akademi camiasını dünyanın en büyük sürdürülebilirlik ağına davet ediyoruz. Gelin bu oluşumun bir parçası olun ve küresel ekonomide avantajlar elde edin. Tecrübe paylaşımı, işbirlikleri ve stratejik ortaklıklar oluşturma konusunda şans elde edin. Etkin iletişim ağı sayesinde yenilikçi diyaloglar geliştirin, sürdürülebilirlik ve kalkınma gündemine katkıda bulunun. Böylelikle de itibar ve risk yönetiminizi yaparak paydaşlarınıza güven ortamı yaratın.
Unutmayalım ki, daha iyi bir dünya istiyorsak, hepimiz sorumluluk üstlenmeliyiz...