Her yıl Mart ayının ilk iki haftasında olduğu gibi bu yıl da basında ve sosyal medyada kadın konusunda çok yoğun bir gündem vardı. Bu satırları düzenli takip eden okurlar bilirler “Kadın” konusu uzun yıllardan bu yana hem kişisel olarak hem de şu anda temsil ettiğim kurum dolayısı ile kurumsal olarak sürekli gündemimde yer alır. Bu güne kadar eş başkanlarından biri olduğum Global Compact Kadının Güçlenmesi Çalışma Grubu yönetim kurulunda ve üyesi olduğum kadının güçlenmesine yönelik çalışmalar yapan sivil toplum örgütlerinde yaptığımız çalışmaları bu satırlar aracılığı ile hep paylaştım. Yine zaman zaman yazılarımda Yeşim Tekstil’in, Uludağ Soroptimist Kulübü ile dört yıldan bu yana ortaklaşa yürüttüğü Kelebeğin Dünyası projesi ile ilgili gelişmelere de yer verdim.
Bu paylaşımları yaparken de daha fazla insana ulaşarak kadının güçlenmesine ve toplumsal cinsiyet eşitliğine dikkat çekmeyi, özellikle bu konulara odaklanan sivil toplum örgütleri, kurumlar ve kişiler arasında bir sinerji yaratmayı hedefliyorum. Çünkü yapılan çalışmaların hepsinin birbirine çok etkisi olduğunu düşünüyorum. Tek ses olmanın ve aynı mesajı farklı kanallarla sürekli vermenin istenilen sonuca ulaşmada önemi çok büyük.
Kelebeğin Dünyası projesini oluştururken de bize ilham veren Edward Lorenz‘in “Kelebek Etkisi” kuramıyla içinde bulunduğumuz toplumda kadın konusunda değişimi başlatabiliriz. Aynı kelebeklerin kanat çıpmasında olduğu gibi hepimizin küçük küçük attığı her adım belki ülkemizde, belki dünyanın başka bir ülkesinde bir kadını harekete geçirerek mutlaka bir değişimin başlangıcı olacaktır. Bu yüzden Kelebeğin Dünyası projesinin sloganı olan “Kadın değişirse, toplum değişir” sloganı benim de kişisel olarak hayata karşı duruşumu belirliyor. Bir toplumun kalitesini kadınlar belirliyor. Bir kadının içinde bulunduğu toplumda duruşu, çevresine yaydığı enerji ne kadar güçlüyse o toplumu oluşturan bireyler de o derece güçlü oluyor. Kadınlar çocuklarını yetiştirerek onları geleceğe hazırlıyorlar ve toplumun aslında yapısını oluşturuyorlar. Bu nedenle kadınları eğitmenin, onlara dünya görüşü kazandırmanın bugünden yarına etkisi çok büyük. Yapılması gerekeni bıkmadan, vazgeçmeden yapmak, aynı konuda çoğalarak büyümek, her geçen gün daha fazla kadına dokunabilmek çok önemli.
Geçtiğimiz günlerde Dünya Kadınlar Günü dolayısıyle Dünya gazetesi tarafından bir araştırma yayımlandı. Gazete tarafından 8 lider kadına sorularak yapılan araştırmada Türkiye’nin cesaretini artıran iş kadınları seçildi. Türkiye'nin sanayi, girişimcilik, bankacılık, akademi, sivil toplum gibi çeşitli alanlarının 8 lider kadını, son dönemde yaptıklarıyla öne çıkan kadınları belirlemiş. Türkiye'ye ilham veren, Türkiye'nin cesaretini artıran kadınlarını. Türkiye'de çıtayı yükselten isimler, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Sanayici Kadın Çalışma Grubu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, KAGİDER Başkanı Sanem Oktar, TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut, KALDER Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı, Citibank Genel Müdürü Serra Akçaoğlu, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat, Arya Kadın Yatırım Fonu Kurucusu Ahu Serter ve İletişimci Sibel Asna tarafından 48 kadın DÜNYA için özel olarak belirlenmiş. İşte bu araştırmada ben de listeye giren kadınlardan biri olmuşum. Büyük onur duydum. Yıllardır toplumsal cinsiyet eşitliği ve sürdürülebilirlik konusunda sistematik bir şekilde yaptığım çalışmaların bu şekilde değer bulması beni çok mutlu etti. Bundan sonrası için beni motive etti, enerjimi yeniledi.
Ne mutlu ki bu konuda bu 48 kadının dışında Türkiye’de birçok rol model var. Geleneksel rollerden sıyrılan değişimi önce kendi hayatında yaratmış ve çevresine yaymayı başarabilmiş kadınlar... Kendine dayatılanı değil, kendi seçtiği hayatı yaşadığında yarattığı değişime odaklanan her kadının bu güce sahip olduğuna dikkat çekerek diğer kadınları cesaretlendiren kadınlar...
Hepimiz “Yapabiliriz” önce kendimizi sonra da toplumu yeniden yaratabiliriz. Biz istediğimiz zaman her şey mümkün ve hiçbir şey için, kendimiz dışında bir engel yok. O halde ülkemizde bu mucizeyi gerçekleştiren ve topluma ilham veren kadınlarımızın hikâyelerini paylaşarak bu umudu hep taze tutalım. Adı duyulmayıp çevresinde bir etki yaratmış, değişimi başlatmış binlerce rol model kadının hikayesini paylaşmak için birlikte tek ses olmaya, güç birliği yapmaya ne dersiniz?
