Üniversite sınav sonuçlarının açıklanması ile birlikte önümüzdeki dönemin genç iletişimcileri belli oldu. Ülkemizde iletişim alanında faaliyet gösteren farklı eğitim kalitelerine sahip bir çok üniversite var. Hiç kuşkusuz iletişim fakültelerinin eğitim kalitesi, genç iletişimcilerin hayata donanımlı bir şekilde hazırlanmasında son derece önem taşıyor. Ancak gençlerimizin gittikleri üniversitede öğrendiklerinin yanısıra öğrenim hayatı boyunca kendilerine yaptıkları yatırımlar, staj yaptıkları dönemde elde ettikleri kazanımlar da gelecekteki iş hayatlarındaki pozisyonlarını belirliyor aslında.
Yıllar önce ben de genç arkadaşlarımın bugün hissettikleri heyecanı duyarak Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü’nde umutlarla dolu bir başlangıç yaptım. Fakültemde aldığım eğitimin iletişim sektörü ile ilgili genel bir vizyon oluşturmamda çok büyük bir katkısı oldu. Ancak geriye dönüp baktığımda aldığım bu eğitimin yanısıradört yıllık eğitim hayatım boyunca kendimi geliştirmeye yönelik katıldığım faaliyetlerin, staj yaptığım yerlerin, iletişim alanında bana yol göstericilik yapan kişilerin benim bugünkü ben olmamda çok önemli bir yer tuttuğunu görüyorum.
Birinci sınıfa başladığım yıl fakültemizin ve İzmir Halkla İlişkiler Derneği’nin birlikte organize ettiği halkla ilişkiler sempozyumunda gönüllü hosteslik yaparak çalışmam hayatımın ilk dönüm noktasıydı. O organizasyonda tanıştığım ve o dönemde İzmir Halkla İlişkiler Derneği Başkanı olan bugün özellikle stratejik iletişim ve itibar üzerine kitap va çalışmaları ile tanınan Salim Kadıbeşegil’lin yanında staj yapmaya başlamam da en önemli ikinci dönüm noktam oldu. Okul hayatım boyunca yarım gün okula gidip arta kalan zamanlarda onun yanında staj yapmak, bugün bile hala çalışma hayatımda uyguladığım pek çok şeyi öğretti bana. Okulumu bitirdiğim yıl Türkiye’de bir ekol olan, iletişim dünyasına bir çok başarılı iletişimciyi kazandıran Orsa Halkla İlişkiler şirketinin İzmir’deki kuruluş aşamasında yer almak da bu süreçte bana ayrı bir tecrübe kazandırdı.
O yıllarda stajyer ve bir çalışan olarak iş hayatına her şeyin en başından ve temelinden başladım. Beklentilerimin aksine çok uzun zaman iletişim konularının direkt içine dahil olmadan yan operasyonel işlerde görev aldım. Yeri geldi ajansta tanıtım hostesliği yaptım, yeri geldi fotoğraf makinesi, dosya taşıdım.Bütün bunları yaparken de Salim Bey’e çok kızdığım zamanlar da oldu. İletişim mesleğine tüm bu önemsiz işleri yapmak için mi girdim, benim müthiş yeteneklerimi neden farketmiyor diye. Oysa yıllar geçtikten sonra anladım ki beni ne kadar da doğru yönlendirmiş. Çünkü işin mutfağında yer almadan, bir işin tüm aşamalarını görmeden bütüne hakim olmak mümkün değil.
Özellikle o dönemde Salim Bey’le yaşadığım bir olayı bugün bile gülerek anımsar, çalışma arkadaşlarım ve stajyerlerime de hala anlatırım. Bir organizasyon öncesi bana davetiyelerin üstüne davetlilerin isim ve soyadlarını yazma işini verdi.O zamanlar bu tür işleri daktilo ile yapmak durumundaydık. Bilgisayarlar bugünkü anlamda hayatımıza girmemişti henüz. Uzun saatler harcayarak yaklaşık 1000 kişinin ismini zarflara daktilo ile yazdım ve Salim Bey’e teslim ettim. Ben işi bitirmenin mutluluğu ile ajanstan çıkmayı düşünürken bana beklememi ve isim soyadları doğru yazıp yazmadığımı kontrol edeceğini söyledi. Firmanın sahibi olan bir kişinin bu tür bir ayrıntıyla uğraşmasının ne kadar gereksiz olduğunu düşünerek çaresiz beklemeye koyuldum. O gün tüm zarfların üstündeki isimlerin doğru olup olmadığını tek tek kontrol etti ve her yanlış yazdığım ismin üzerini çizerek zarfı bana geri iade etti. Kişiler için isim ve soyadının doğru yazılmasının ne kadar önemli olduğuna ve iletişimin ayrıntılarda gizli olduğuna dair ilk dersimi de orada kendisinden aldım. O zaman için benim için yeterince önemli olmayan bir işin aslında kişiler için ne kadar değerli ve önemli olduğunu, detaylarda yapılan her hatanın iletişim sürecini doğrudan etkilediğini ise gerçek anlamda iş hayatına girdiğimde öğrenme fırsatı buldum. İletişim alanındaki ilk ustam olan sevgili Salim Bey’in bana yaşayarak öğrettiği bilgilerin ne kadar değerli olduğunu farkettim.
Aslında stajyerlik süreci benim hayatımda olduğu gibi bir çok kişi için de çok önemli bir dönüm noktası olabiliyor. Bu nedenle iletişim eğitimi alan genç arkadaşlarıma bu süreci iyi değerlendirmelerini önerirken, iş yerlerinde bu süreci yöneten meslektaşlarıma da genç arkadaşların enerjilerinden maksimum düzeyde faydalanarak , onlara yeni bir şeyler öğretme hazzını yaşayacakları iletişim dolu günler diliyorum.
