dilekc69@gmail.com
İtibar yönetimi her geçen gün firmalar ve kişiler için daha da önem kazanıyor. Özellikle 1980’ler den bu yana iş dünyası ile buluşan bu kavram günümüzde de bir çok şirketin yönetim süreçleri arasında yer almaya başladı.
Bu konuda Ekim ayında İstanbul Kadir Has Üniversitesi’nde İtibar Enstitüsü tarafından Uluslararası İtibar Konferansı düzenlendi. Üç gün süren seminerde konusunda uzman konuşmacıların katıldığı 13 oturumla itibar yönetimi enine boyuna konuşuldu. İtibar konusunda uzun yıllardır firma içinde ve dışında bir çok seminer veren bir kişi olarak bu konudaki son gelişmeleri takip edebilmek için ben de bu toplantılara katıldım. Konferansa katılmayanlara fikir vermesi amacıyla orada konuşulanlardan en çarpıcı olanlarını sizler için derledim. İşte konferansta paylaşılanlardan bazıları...
“Kurumsal itibar; bir şirketin yarattığı güvenin toplam pazar değeri içindeki katkı payıdır. Şirketin elle tutulmayan değerlerinin taşıyıcısıdır. Toplum tarafından beğenilen, taktir edilen bir şirket olmanın karşılığıdır."
Öncelikle itibar için güven duymak şart. İtibar kavramı en çok önümüze güven, saygınlık ve dürüstlük kelimeleri ile birlikte geliyor. Verdiğiniz ve tuttuğunuz sözler itibarınızı oluşturuyor. İtibar gerçeğin izdüşümüdür. Yani bir kuruluş veya kişi neyse itibarı da odur...
İtibar, toplum gözünde kuruma tolerans kazandırır… İtibar yönetimi gelecekte daha da önem kazanacak. Bu kavram pek çok kurum açısından yöneticilik boyutunda algılanacak ve firmalarda itibar yönetimi departmanları oluşturulacak.
Günümüzde paylaşmak da çok önemli. Bir şeyi paylaşmak için de karşımızdaki kişiye güvenmemiz gerekir. Türkiye insanların birbirine en az güven duyduğu ülkelerin başında geliyor. Türkiye’de yaşayan kişilerin sadece %12’si karşısındaki insana güveniyor. Güven konusunda böyle bir problemin olması itibarı da doğrudan etkiliyor.
Bir kurumun toplumda güven algısını yaratması için kurum liderleri özellikle çok önemli. Liderin temelde üç ana işi var; vizyon koymak, vizyona uygun yönetici seçmek ve itibarı yönetmek. Kişi kurumun liderine güvenmiyorsa kuruma da güvenmiyor. Liderin söyledikleri ile yaptıkları birbirini tutmuyorsa lidere güvenmek mümkün değil. Güvenilir olmak için de tutarlı olmak ve mutlaka insanın yüreğine dokunmak gerekiyor. Bu yüzden hedef kitledeki kişilerle duygusal bağ kurabilmek çok önemli. İnsanlar duygularıyla var oluyor, eğer duygularınızı yönetemiyorsanız insanlarla da iletişim kuramıyorsunuz demektir.
Karşınızdaki ile iletişim kurabilmek için de onu doğru anlamak gerekiyor. Bunun için ilk önce onu dinlemelisiniz. Dinlemek karşı tarafa saygı göstermektir, değer verdiğini hissettirmektir. Birçok kurumda lider çalışanlarını dinlemediği için problemler yaşanıyor, iletişim kurulamıyor. Türkiye’de etnik, dinsel, cinsel nedenlerle kişiler birbirini dinlemiyor. Oysa ki karşı tarafı anlamaya çalışarak, ötekileştirmeden olduğu gibi dinlemek, güven ortamını sağlıyor.
Güvenilir olmak için sorumlu davranmak da çok önemli. Sorumluluklarından sorumlu olmak itibar getirir. Bu yüzden değerler üzerine inşa edilmiş bir yapıda, önce çalışanına olan sorumluluklarını etik ve adil bir şekilde gerçekleştirmek çok önemli. Bunu yapmadan sadece göz boyamak için sosyal sorumluluk projelerini yürütmek, bunun reklamını yapmak kurumlara itibar kazandırmaz.
İtibarda bir diğer önemli konu da vade. Bir çok firma kısa vadede elde edeceği kazançlar üzerine yoğunlaşıyor. Oysa itibar uzun yıllar yapılan çalışmalarla elde ediliyor. Kısa dönemde kazanç beklemek itibarı zedeliyor. İtibarı kazanmak zordur, ama kaybedilmesi çok kolaydır!
Alt yapısı olmayan, süreklilik arz etmeyen, uzun vadeli olmayan iletişim kampanyaları itibarı sağlamada yeterli değil, çoğu zaman etkisi bile olmuyor. PR’la bilinirlik, itibarla beğenirlik elde ediliyor.
İtibar bir firmaya finansal, pazar payı ve insan kaynakları açısından değer katıyor. Kurumsal itibar bir firmanın pazar değerini %40 etkiliyor ve yönetilmeyen itibarı malesef rakipler yönetmeye başlıyor.
Sürdürülebilirlik kavramı kurumun itibarı için çok önemli. Sürdürülebilir kalkınmaya hizmet etmenin çıktısı itibardır.
Bir firmanın faaliyetlerini sürdürürken dünyanın kaynaklarını çalmıyor olması özellikle önemli. Bu yüzden firmalar sorumlu, kapsayıcı ve yeşil işletmecilik yapmalılar. Bu konuda yaptıklarını da sürdürülebilirlik raporlarıyla ve Global Compact gibi organizasyonlar aracılığı ile toplumla paylaşmalılar.
İnsanlar doğru, verimli, kariyer fırsatları olan, kendini değerli hissettiren firmaları itibarlı buluyor ve onları kendilerine yakın hissediyorlar. Yüksek maaş yerine itibarı yüksek olan firmalarda çalışmayı tercih ediyorlar.
İtibar yönetiminin felsefesinde risklerin ve paydaşların beklentilerini yönetmek de yer alıyor. Bu tüketicinin tercihlerini de şekillendiriyor. Bilgi toplumu haline dönüştükçe, değerlerimize aykırı davranan kararlar alan şirketlerle ilgili 'takdir ve kanaatlerimiz hızla olumlu ya da olumsuz değişebiliyor. Olumsuz olanlar ise itibarı zedeliyor.
İtibar yönetiminde algı da çok önemli. İtibarı yönetmek için mutlaka algının da yönetilmesi gerekiyor.
Marka değeri ile itibar aynı şey değildir. Ürünleri ve hizmetleri temsil eden markalar, çeşitli vaatlerde bulunurlar. Bu vaatler tüketici beklentileri ile buluştuğu sürece marka değeri yaratılır. İtibar ise kazanılan bir değerdir. Başkalarının bizi taktir etmesi ile elde edilir. Bizim kendimizi övmemiz ve iyi olduğumuzu iddia etmemiz itibarlı olduğumuz anlamına gelmez.
Sosyal toplumdan dijital topluma dönüşüyoruz. Bu evrimi yakalamayan kurum ve markaların gelecekte ayakta kalması mümkün olmayacak. Konvansiyonel medya ve iletişim kanalları yerlerini giderek internete ve dijital ağlara terk ediyor. Bu yüzden sosyal medya üzerinden de itibar yönetimi yapılmalı. Ancak sosyal medyadaki itibar yönetiminin, firmanın genel iletişim stratejileri ile de bağlantılı yürütülmesi gerekiyor. Sosyal medyada olumlu konuşmaktan ziyade olumlu konuşturmaya yönelik stratejiler geliştirilmeli.
Online itibar yönetiminde şeffalık çok önemli. Kişi yada kurum gerektiğinde özür dileyebilmeli.
Arama motorları insanların satın almasını etkileyen en etkili yöntemler arasında yer alıyor. Arama motorları arasında 1.sırada Google, 2.sırada Youtube tercih ediliyor.
İtibar ölçümlenebiliyor. Newton’un çekim yasası formülü uluslararası ticarette itibarın etkisini ölçmek için de kullanılabiliyor. Formülasyonda itibarın ticareti artırıcı etkisi olduğu görülüyor. Ne kadar çok itibarınız varsa o kadar çok ticaret yapabiliyorsunuz.”