Etkin ve sürekli iletişim ağı olan firmalarda insanlar mutlu ve üretken, iş yeri başarılı ve itibarlıdır. Doğal iletişim akışının çeşitli engellerle tıkandığı iş yerlerinde ise çalışanlar arasında ilişkiler zayıflar, güven duygusu sarsılır, birlik ve takım olma ruhu oluşmaz.
Hiç kuşkusuz sağlıklı ve başarılı bir kurum içi iletişim yapısı oluşturmak için Kurumsal İletişim ve İnsan Kaynakları Departmanları’na büyük görevler düşüyor. Bu konuda sistemi kurmak ve sistemin devam etmesini sağlamak bu iki departmanın görevi olsa da, bu konu ile ilgili departman yöneticileri ve çalışanlara da büyük sorumluluklar düşüyor. İletişimle geçen 25 yılı aşkın iş hayatının öğrettiklerinden de yola çıkarak iletişim ve ilişkilerin iyileştirilmesi için yapılması ve kaçınılması gereken davranışlarlarla ilgili öğrendiklerimi satır başları ile sizlerle paylaşmak istiyorum:
İş arkadaşlarınıza gülümsemeyi, selam vermeyi, hal hatır sormayı önemseyin. Daima iletişim kanallarınızı açık tutun, doğrudan ve şeffaf bir iletişim ortamı yaratın.
Yüz yüze ilişkilerde ve telefonda sert tonda ve eleştirici bir üslupla konuşmayın.
Size gelen mesajlara, maillere kısacık da olsa mutlaka zaman geçirmeden karşılık verin.
Daima doğruları söyleyin. Ama bunu yaparken başkalarını karşınıza almayın, onları incitmeyin. Diplomatik olun. Her doğruyu da her zaman söylemeyin, doğru zamanda, doğru bir ifadeyle söylemek iletişim kazaları yaşamınızı önleyecektir.
İnsanları içtenlikle dinleyin, karşınızdaki konuşurken ona ne cevap vereceğinize değil, söylediklerine odaklanın.
Arkadaşlarınıza karşı samimi ve hoşgörülü olun, fikir ayrılığına düştüğünüz konuları değil ortak düşündüğünüz konuları öne çıkarın, mümkün olduğunca karşınızdaki kişinin pozitif yönlerine odaklanarak uzlaşma ortamı yaratın.
Çalışma arkadaşlarınıza yardımcı olun. Onlar için hiçbir beklentiniz olmadan iyilik yapın ve yaptığınız iyiliği hatırlatmayın.
Teşekkür etmek bir çok kapıyı açar. İş hayatınızda size bir şekilde yardımı dokunan herkese mutlaka teşekkür edin.
Çalışma arkadaşlarınıza karşı tavrınız net olsun. Yüzüne gülüp, arkasından iş çevirmeyin, kulis yapmayın. İş hayatında sevmediğiniz kişiler olabilir, bu kişilerle de saygı çerçevesinde belli bir mesafede ilişki kurmaya özen gösterin. Kimseyle küs olmayın. İlişkinizi o noktaya getirmeyin.
İş yerindeki kırgınlıkların bir çoğu yanlış anlamalardan ve karşıdakini tam olarak anlayamamaktan kaynaklanır. Bu nedenle karşınızdakini doğru anlayıp anlamadığınızı sorularla teyit edin, kendinizi karşınızdaki kişinin yerine koyarak empati yapın.
Takımınızda yer alan arkadaşlarınızdan daha yetenekli olduğunuz alanlarda farkınızı ortaya koyun, liderlik yapın. Onları da projelerinize dahil edin. Birlikte emek vermek ‘Bu bizim başarımız’ diyeceğiniz, ortak gurur duyulacak çalışmalara imza atmak ilişkileri güçlendirir.
Arkadaşlarınızın başarısını kutlamayı bilin. Başarılı ve değerli işler yapan çalışma arkadaşlarınızı arayın, tebrik edin.
Arkadaşlıklarınızı makamlara, terfilere feda etmeyin. İşinizde ilerlerken astlarınızı ve yandaşlarınızı ezip çiğneyerek değil, birlikte kol kola girerek yol alın.
Yeni bir görevin alınması veya bir görevin devri sırasında etik değerlere ve arkadaşlık hukukuna saygı gösterin.
Hiçbir makam, birlikte çalıştığınız kişilere kaba bir üslupla, küçümseyici tavırla konuşma, onların gururunu incitme hakkını size vermez. Bir hata varsa, kişiyi değil hatasını eleştirin. Amaç bağcıyı dövmek değil, üzümü yemek olsun.
Özellikle takımınızda olan arkadaşlara içten ve samimi bir ilgi gösterin. Onları önemseyin. Ruh durumlarını fark edin. Bir işin yapılmasını isterken emir verici değil, katılımcı veya ricacı bir dil kullanın.
Bütün başarıları çalışanlarınıza mal edin; yapılan hataları ise kendiniz üstlenin. Bunun bir bedeli olsa bile göze alın.
Özellikle bilgi, yetenek ve çalışkanlığıyla öne çıkan astınız var ise onların bu özelliklerini öne çıkarın. Kıskançlık duygusuna kapılarak onlara mobbing yapma, değersizleştirme, pasifleştirme, gibi yollara başvurmayın.
Her çalışanın iş yerindeki emeğini görün, takdir edin; sizden öncekileri de iyilikle anın.
