Sonbaharla birlikte üniversiteler de açılmaya başlıyor. Bu yıl da binlerce gençiletişim fakültelerine kaydını yaptırdı. Bir çoğunun gelecek için hayalleri, umutları var. Bu hayallere ulaşmak için üniversite yıllarının ilk gününden itibaren gençlerin kendisine nasıl bir yol çizeceği ise çok önemli. Doğru bir gelecek planlaması yapmak ve bunu uygulamak diğer arkadaşlarına göre onları en az bir kaç adım öne geçirecek. İşte bunun için gençlere bir kaç küçük tavsiye;
Yol haritanızla ilgili strateji oluşturun; daha okula başladığınız ilk günden itibaren iletişim konusunda hangi alanda uzmanlık yapacağınızı belirleyin ve bu çerçevede de belirlediğiniz alanda uzmanlaşmak için bir strateji oluşturup, uygulayın. Çünkü gelecekte her meslekte olduğu gibi iletişimde de uzmanlaşma öne çıkacak.
Bu mesleği seçmişseniz gündemi takip etmeniz kaçınılmaz. Dünyada, Türkiye’de ve çevrenizde olup bitenlerle ilgili olmalısınız. Algılarınız her zaman açık olsun. Güncel dergi ve kitapları okuyarak, genel kültür seviyenizi hep daha ileriye taşımalısınız.
Herşeyi kazandığınız üniversiteden beklemeyin. Kendinizi sürekli geliştirin ve donanımlı yetiştirin.Değerinizi, potansiyelinizi kendiniz yaratmaya çalışın. Gayretli ve enerjik olun. Kendinize yaptığınız yatırım hiçbir zaman boşa gitmez, emekleriniz karşılıksız kalmayacaktır.
Bir yabancı dili zaten bilmek zorundasınız. Seçeceğiniz uzmanlık konusuna, hedeflediğiniz iş alanına göre birden fazla yabancı dil öğrenmek her zaman size büyük avantaj sağlayacaktır.
Okulda en yüksek notu almaya değil, anlatılanları bütün yönleri ile kavramaya odaklanın. Üniversite eğitiminide sizi hayata hazırlayan uzun bir yolculuk olarak görerek hangi duraklarda inip, bineceğinize dikkat edin.
Muhakeme ve müzakere yeteneğinizi geliştirmeye çalışın. Çünkü iletişim mesleğini iyi yapmanın, başarı elde etmenin püf noktalarından biri de budur.
İşiniz iletişim olacağına göre, Türkçe’yi iyi öğrenip, iyi bir metin yazarı olmanız şart. Bunun için de daha okul yıllarından itibaren kişisel blog sayfanızı açarak burada düzenli yazma disiplinini edinmek, gelecek için size bir çok kapıyı açacaktır.
Sosyal medyayı seçeceğiniz uzmanlık alanına, hedeflediğiniz işe uygun bağlantılar kurmak için kullanın ve sosyal ağlarınızı blog sayfanıza entegre etmeyi unutmayın.
Online itibarınıza dikkat edin. Kişisel web siteleri, bloglar, haberler ve tabi ki sosyal ağ siteleri kişilerin online itibarını oluşturan bilgilerle dolu. Üstelik sadece buralarda sizin söyledikleriniz veya paylaştıklarınız değil, başkalarının sizin hakkınızdaki yorumları da online itibarınızın önemli bir bölümünü oluşturuyor. İnsan Kaynakları Departmanı yöneticilerinin büyük çoğunluğu işe alma kararını vermeden önce adayı internet üzerinden arama motorlarında, Facebook, Twitter ve Linkedin gibi sosyal medya sitelerinde araştırıyor. Bu nedenle de sosyal ağlarda yazdıklarınızave söylediklerinize dikkat edin.
Ben üniversite okuyorum şu an iş güçle uğraşamam demeyin, ders programınızın elverdiği ölçüde part-time olarak iletişim alanında çalışın. Okul döneminde elde ettiğiniz iş tecrübesi sizi arkadaşlarınızın bir kaç adım önüne geçirecektir.
Ağustos ayı yazımda da bahsettiğim gibi staj döneminize özel bir önem verin. İletişimde hangi uzmanlık alanını hedefliyorsanız o alanda staj yapabileceğiniz firmaları seçin. Bu dönemi iyi değerlendirip kendi fırsatlarınızı yaratmak sizin elinizde.
İletişim platformlarına üye olup, güncel iletişim projelerini takip edin. Okulunuzda yapılan iletişim projelerinde yer alın, iletişim öğrencilerine yönelik açılan yarışmalara katılın. Bütün bu çalışmaların içerisinde yer alamıyorsanız bile görüşlerinizi dile getirip, blogunuzda paylaşmak size değer katacaktır.
Son olarak daima pozitife odaklanın. Şikayet edeceğiniz konulara değil, emek ve enerjinizi verebileceğiniz konulara yoğunlaşın. Seçtiğiniz mesleği gerçekten sevin ki, zevkle ve mutlulukla yapabileceğiniz bir işiniz olsun. İşinizi ne kadar çok severseniz, başarı da o kadar yakınınızda olacak.