Bir yılın daha sonuna geldik. 2014 yılını iç ve dış paydaşlarımıza yönelik yaptığımız iletişim çalışmaları, yeni projeler ve organizasyonlarla geçirdik. 2015 yılında da yine aynı koşturmacanın içerisinde yeni planlarla, projelerle olacağız büyük olasılıkla. Tüm bu geçen yıllar içerisinde geri dönüp baktığımızda iletişim stratejileriyle geleceği ne kadar kurguladığımız sorusu hem kişisel olarak hem de temsil ettiğimiz firmalar nezdinde ne kadar da kritik bir değer taşıyor değil mi? Yıllar bir çırpıda geçiyor, ancak 5-10 yıl sonra iletişim hedeflerimizde varmak istediğimiz noktayı ne kadar sağlıklı ve sürdürülebilir kurgulayabiliyoruz?
Günümüzde temsil ettiğimiz kurumların iletişim stratejilerinin geleceğini doğru bir şekilde kurgulamak için dünyada olup biteni iyi okumak, trendleri takip etmek artık daha da önemli bir hale geldi. Değişen dünya ve rekabet şartları ile birlikte bu konuda uzun süreli iletişim planları yapmak artık bir tercih değil, zorunluluk oldu.
Bu kapsamda paydaşlarımızla kurduğumuz iletişimin sürdürülebilirliğini sağlamak hala en önemli gündemlerimizin başında geliyor. Gelecekte tek taraflı olmayan, paydaşları ile karşılıklı interaktif iletişim kuran, onları dinleyen kurumlar bu konuda bir kaç adım önde olacaklar. Herkes birbirinden internet ya da doğrudan pazarlama ile bir hizmet, ürün satıp, bir hizmet, ürün alacağı için ürününü iyi pazarlayan, tanıtanlar kazanacak. Bu nedenle iletişimde fark yaratan, yaratıcı çalışmalara imza atan, duygulara hitap edenler ön plana çıkacak. Gelecekte kalplere seslenebilen projeler, tüketicilerin gönlüne ve alım kararına etki edecek. İletişimin sürdürülebilirliğinde de duygular hiç olmadığı kadar önemli olacak.
Özellikle kurumlar için çalışan markası yaratma ve iç iletişim daha da önemli hale gelecek. Çalışanların kuruma bağlılığını artırmak ve motivasyonunu sağlamak, iletişimin ana uzmanlık konuları arasında en önemlilerinden biri olacağı için bu konuda da sürdürülebilir iletişim projeleri geliştirmek değer yaratacak.
Sosyal sorumluluk projelerinde de kalıcı ve sürdürülebilir çalışmalar yapmak kurumların başarısında belirleyici olacak. Bu konuda da yine çalışanlar birinci planda yer alacaklar. Firmalar önce kendi çalışanlarının çalışma koşullarını, şartlarını iyileştirecekler, etik üretim yapacaklar sonra topluma yönelik projelere imza atacaklar. Diğer yandan çevre konusunda gündem oluşturarak iletişim planları yapmak da kurumların öncelikleri arasında yer alacak.
Kurumsal itibar konusu ise iletişimin sürdürülebilirliğinde vazgeçilemez bir olgu olacak. Kurumun itibarını değerlere ve güvene dayalı stratejilerle uzun soluklu konumlandıran firmalar, gelecekte bunun karşılığını alacaklar.
İletişim dünyası büyük bir hızla değişiyor. Gelecek bu değişime uyum gösteren, iletişim stratejilerini yeni mecraların dinamizmi ile birleştirebilen, trendleri takip eden, paydaşları ile düzenli ve sürdürülebilir iletişim kuran kurumların olacak. Kısacası sürdürülebilirlik her konuda olduğu gibi iletişimde de olmazsa olmaz olacak...